Tıp Fakültesi Hakkında Sorular ve Cevaplar

1. Doktor olmak için kaç yıl okumak lazım?

Tıp Fakültesine giriş yapan bir öğrenci en az 6 yıl okumak zorundadır. Eğer giriş yaptığı okulda hazırlık sınıfı zorunlu tutulmuşsa en az 7 yıl olur bu süre. Okulda yaşanabilecek aksaklıklar ile bu süre daha da uzayabilir ancak 6 yıldan daha kısa olamaz.

Bu 6 yıl sonunda Tıp Fakültesinden bir Pratisyen Hekim olarak mezun olunuyor. Sonrasında ise devam eden uzunca bir süreç daha var.

2. Tıp Fakültesinde hangi dersler görülüyor?

Temel eğitim denilen ilk 3 yıllık süre esnasında; Anatomi, Fizyoloji, Biyokimya, Patoloji, Mikrobiyoloji, Parazitoloji, Genetik, Histoloji, Embriyoloji, Farmakoloji, Biyofizik, Biyoistatistik, Tıbbi Biyoloji gibi dersler görülüyor.

Blogumda her bir ders için ayrı ayrı yazılarımı bulabileceksiniz. Bu yazılarda işlenen derslerde verilen bilgilerden, nasıl daha iyi anlaşılabileceğine kadar tüm detaylardan bahsedeceğim.

3. Tıp Fakültesinde hangi stajlar görülüyor?

Bir hastaneye başvuru esnasında gördüğünüz tüm bölümlerin stajları görülüyor. Başta Dahiliye, Pediatri, Genel Cerrahi, Kadın doğum olmak üzere akla gelebilecek tüm bölümlerin stajları 4. ve 5. sınıflarda öğrencilere öğretilmektedir. 

4. Stajlar nerede yapılıyor?Tıp Fakültelerindeki stajlar, üniversiteye bağlı olan Tıp Fakülteleri Hastanelerinde yapılmaktadır. Staj süreleri öğrenilecek bilgilerin miktarlarına göre farklılık göstermektedir. Bazı stajlar için ise o şehirde bulunan diğer hastanelerden yardım alınabilmektedir. Örnek olarak; Kadın Doğum stajı esnasında o şehirde bulunan doğum evleri öğrencilere pratik yapma imkanı sunmaktadır.8.Stajlar kaçıncı sınıfta yapılıyor?İlk üç yılın teorik ağırlıklı eğitiminden sonra 4. ve 5. sınıflarda stajlar yapılmaktadır. Bazı üniversitelerde 3.sınıflarda da staj yapılıyor.

5.Tıp okuyacak kişide hangi özellikler olmalı?Bu soruyu, şunlar olsun ya da bunlar olmasın diyerek cevaplamak doğru olmayacaktır. Tıp Fakültesini kazanmayı başarabilmiş bir öğrenci, bu okulu okuyabilecek donanıma da sahiptir. Düzgün bir şekilde ders çalışmalı ve üstüne düşenleri yapmalıdır sadece.Ben burada sadece Tıp okumayı düşünen ya da okuyacak öğrencilere birkaç tavsiyede bulunabilirim. İyi bir yaşam düzenine sahip olunmalı mesela. Yatış kalkış saatleri ayarlı olmalı, gerektiği yerlerde uykusundan feragat edebilmeli. Her şeyi dozunda yapmalı. Çok fazla eğlencenin içine dalmaması gerektiği gibi büsbütün kafa Tıp ile de parçalanmamalı. Denge.Okumayı sevmek çok önemli. Sadece bir sınav için 1000 küsur sayfa not olacak bazen ve kişiden kişiye değişmekle beraber bu notların ortalama üçer kez okunması gerekecek. Çeşitli kaynak kitaplar, dergiler, makaleler okuyacaksınız. Bu yüzden okumayı seven bir bünyeye sahip olmak işinizi kolaylaştıracaktır. Araştırma yapmak ve yeni bilgiler öğrenmek bir zorunluluk değil, bir istek olmalı mesela. Gördüğünüz bir hastalığı saatlerce araştırabilmek sizi daha ileri taşıyacaktır.Çok uzatmanın manası yok; okumayı sevmek, araştırma yaparak saatler geçirmek ve çalışmak gerekiyor. Bu özellikleriniz olmayabilir ama merak etmeyin, Tıp Fakültesi sizlere bunları isteseniz de istemeseniz de öğretecek. ?

6.Tıp okuyacak kişide hangi özellikler olmamalı?Bu soruya da bunlar olsun ya da olmasın diye cevap vermeyeceğim. Ama aşağıda dediklerimi yapmazsanız ya da yapmamaya çalışırsanız, okul hayatınız biraz daha iyi olacaktır.Öğreniminiz esnasında değişik zamanlarınız olacaktır ama bunlar sizi derslerinizden koparmamalı ve çalışmalarınızı engellememeli. Çünkü kaldığınız sınavınız için size sadece bütünleme şansı veriliyor. Kaldığınız sınavı alttan alamadığınız için okulunuzu uzatabilirsiniz.Sosyal yaşantınız abartılı seviyede olmamalı. Okulu uzatan öğrencilerin çoğu, okul – sosyal yaşam dengesini kuramadıklarından uzatıyorlar. İnsan ilişkilerinizde çok sert olmayın. Çünkü Doktor olacaksınız ve insanlarla sürekli iletişim halinde olacaksınız. İletişim becerilerinizi arttırmaya çalışın.

7.Uzman Doktor (Uz.Dr) nedir?Uzman Doktor, 6 yıllık Tıp eğitimini tamamlamış, daha sonrasında da 3 ile 6 yıl arasında değişen süreleri olan branşlardan birinden uzmanlığını tamamlayan Doktorlara verilen unvandır. Örneğin bir Dahiliye Uzmanı, 6 yıllık Tıp Fakültesi eğitimini tamamlar öncelikle. Daha sonra TUS’a girer ve Dahiliye kazanır. 4 yıl Dahiliye Asistanlığı yapar ve bu dört yıldan sonra Dahiliye Uzmanı olur. 10 yıllık bir eğitimden bahsediyoruz anlayacağınız.

8.Bütün Doktorlar ameliyata giriyor mu?Tabii ki hayır. Ameliyatları yapan Doktorlar, cerrahi dallardan birinden uzmanlık almış Doktorlar oluyorlar. Tıp bölümleri temel, dahili ve cerrahi olarak üçe ayrılıyor. Ameliyatı yapanlar ise sadece Cerrahi bölümlerle ilişkisi olan Doktorlar.

9.Cerrahi branşlar hangileridir?• Genel Cerrahi• Kadın hastalıkları ve Doğum• Çocuk Cerrahisi• Kulak Burun Boğaz• Üroloji • Beyin ve sinir cerrahisi (Nöroşirurji) • Göz • Ortopedi ve Travmatoloji• Göğüs Cerrahisi• Kalp ve Damar Cerrahisi • Anesteziyoloji ve Reanimasyon• Plastik, Rekonstrüktif Ve Estetik Cerrahi• Tıbbi Patoloji

10.Dahili branşlar hangileridir?• Acil Tıp• Adli Tıp• Aile Hekimliği• Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları (Pediatri)• Çocuk Ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları• Deri Ve Zührevi Hastalıkları (Dermatoloji)• Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji• Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon (FTR)• Göğüs Hastalıkları• Halk Sağlığı• İç Hastalıkları (Dahiliye)• Kardiyoloji• Nöroloji• Nükleer Tıp• Radyasyon Onkolojisi• Radyoloji• Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları (Psikiyatri)• Spor Hekimliği• Tıbbi Farmakoloji• Tıbbi Genetik

11.Temel branşlar hangileridir?• Anatomi• Biyofizik• Fizyoloji• Histoloji-Embriyoloji• İmmunoloji• Tıbbi Biyokimya• Tıbbi Biyoloji• Tıbbi Mikrobiyoloji• Tıbbi Parazitoloji• Tıp Bilişimi Ve Biyoistatistik• Tıp Eğitimi

12.Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra hemen iş bulabilir miyiz?

Evet. Türkiye’de şu anda ve ilerleyen en az 5 yıllık süreçte Doktor açığı olduğundan dolayı Tıp Fakültesinden mezun olan bir Hekimin iş bulmakla alakalı bir problemi olmuyor. Ancak artan kontenjanlar yüzünden gelecek 5 yıldan sonraki dönemlerde Tıp Fakültelerinden mezun öğrenciler için de iş bulmakla alakalı problemlerin ortaya çıkması öngörülmektedir.

13. Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra nerelerde çalışabiliriz?Pratisyen hekimler; aile ve toplum sağlığı merkezlerinde (ASM ve TSM), acil servisler, diyaliz merkezleri, 112 acil yardım istasyonları, kurum ve iş yeri hekimliklerinde hekim ve yönetici olarak çalışabilmektedirler.

Ayrıca uzmanlık sınavını kazanıp daha sonrasında uzman oldukları takdirde kamu ve özel hastanelerde çalışabilirler veya muayenehane açabilirler.

14.Tıp Fakültesini kazandıktan sonra ne Doktoru olacağız?Bu soruyu genellikle Tıp Fakültesi okuduğunuzu öğrenen insanlar soracak size. Tıp okuyorum dedikten sonra “ne doktoru olacaksın” diye bir soru alacaksınız. Tıp Fakültesinde okuduğunuz dönemde herhangi bir bölümün Doktoru değilsiniz. Mezun olduktan sonra aldığınız sıfat ise Pratisyen Hekim. Yukarıda yer alan ikinci soruda Pratisyen Hekimlerin çalıştıkları yerleri tekrardan görebilirsiniz.

15.Tıp Fakültesini kazandıktan sonra alanımızı seçip mi okuyacağız?Hayır. Dediğim gibi Tıp Fakültesinden mezun bütün öğrenciler Pratisyen hekim olarak mezun olmaktadırlar. Mezun olduktan sonra girebileceğiniz TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) ile aldığınız puana göre istediğiniz bölümleri seçebilirsiniz. Yani bölüm seçme işi okul bittikten sonra oluyor ve TUS’a girip kazanmanız gerekiyor. Sınavı kazanmanız da yeterli değil. Daha sonrasında 4 ila 6 yıl arasında değişen süreleri olan uzmanlık eğitiminizi tamamlamalı ve sonunda Uzman Doktor olmalısınız.

16.Tıp Fakültesinde eğitim İngilizce mi?Muhtemelen sayısı 10’dan fazla olmayan bazı Tıp Fakültelerinde Tıp eğitimi İngilizce olarak verilmektedir. Bu fakültelerin bazıları; Hacettepe İngilizce, Cerrahpaşa İngilizce, Marmara gibi üniversitelerdir. Bunların haricinde kalan Tıp Fakültelerinde eğitim dili Türkçe. Ama bu fakültelerin 1.sınıfında İngilizce eğitimi verilmektedir. Geçilmesi oldukça kolaydır. Hangi üniversitelerde olduğunu bilmiyorum ama birkaç Tıp Fakültesinde de İngilizce hazırlık sınıfı bulunmaktadır. Bu üniversiteleri tercih kataloğu ile öğrenebilirsiniz.

17. Tıp Fakültesi öğrencileri maaş alıyor mu? Ne kadar maaş alıyorlar? Almıyoruz maaş falan. ? Hatta Tıp Fakülteleri masraflı fakültelerden biridir. Herhangi bir bölümde okuyan öğrenci, nasıl ki eğitimi esnasında ücret almıyor hatta üzerine okulu için harcama yapıyorsa bizler de aynen onlar gibi yapıyoruz. 

18.Önerdiğiniz Tıp Fakülteleri var mı?

Üç büyük şehrimizin Devlet Tıp Fakülteleri oldukça iyidir. Bu üç şehirde yeni açılan bazı fakülteleri bu sınıflandırmanın dışında tutuyorum. Bunun haricinde diğer şehirlerde 20 yıldan daha fazladır faaliyetini sürdüren Tıp Fakülteleri de oldukça iyidir. Bu fakülteleri tercih etmenizi öneririm. Eğer ki üç büyük şehrin Tıp Fakültelerini kazanamıyorsanız size önereceğim iki üniversite var. Biri Erciyes (Kayseri) diğeri Atatürk (Erzurum). Bu iki Tıp Fakültesi 40 yıldan daha eski, en büyük özellikleri ise sağlık konusunda gelişmiş iki şehrin fakülteleri olmaları. Yine bu iki fakülte bulundukları coğrafyanın en iyi fakülteleri ve çevre illerden sorumlu temel fakülteler. Son olarak ise bu iki fakültenin hasta sayısı aklınıza gelebilecek neredeyse bütün hastanelerden fazladır. Bu yüzden oldukça iyi klinik eğitimleri vardır.

Bilgisayar Mühendisliği Hakkında Sorular ve Cevaplar

Soru 1:

Endüstri mühendisliği ve bilgisayar mühendisliği arasında ikilem içerisindeyim. Size, günümüzde bu bölümlerden hangisinin daha fazla olanak sağladığını sormak istedim. Ayrıca köklü olmayan üniversitelerde mühendislik okumak büyük bir dezavantaj yaratır mı?

Cevap 1 :

Endüstri mühendisliği ve bilgisayar mühendisliği aslında farklı iki mühendislik dalıdır. Bilgisayar mühendisliği daha çok sağlık, eğitim, savunma sanayi, finans gibi hayatın birçok alanında bilgisayar donanımı ve yazılımı içeren karmaşık bilgi sistemlerinin analizi, tasarımı, gerçekleştirilmesi ve test edilmesi faaliyetlerini içeren bir mühendislik dalıdır. Bilgisayarla Görü, Biyobilişim, Çokluortam Sistemleri, Yapay Zeka, Makine Öğrenmesi, Bulut Bilişim, Bulanık Mantık, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Görüntü İşleme, Sağlık Bilişimi, Veri Madenciliği, Yazılım Mühendisliği, Veritabanı Sistemleri gibi araştırma alanlarına sahiptir. İnsanların günlük hayat problemlerine çözüm arar. İstihdam olanakları oldukça fazladır. Bu olanaklar arasında savunma sanayi şirketleri, kamu kuruluşları ve bankaların bilgi işlem merkezleri ve yazılım şirketleri başı çekmektedir. Akademik olarak ilerlemek isteyenler için yüksek lisans ve doktora olanakları mevcuttur. Dünyanın neresine gidersen git tanınan, köklü bir meslektir. Teknoloji ilerlediği sürece bilgisayar mühendisi istihdamı bana göre devam edecektir.

Köklü olmayan üniversitelerde okumak bana göre dezavantaj değildir (tabii ki olabiliyorsa köklü bir üniversite olsun). Üniversite sınavında yaşanacak herhangi bir talihsizlik neticesinde istediğin üniversiteye yerleşemediysen üzülmene gerek yok. Bulunduğun şartlar içerisinde en iyi olmaya bakmalısın. Her şey kişinin kendisinde biter. Eğer lisans eğitimin boyunca sen kendini geliştirirsen ve akranlarından farklı yeni özellikler kendine eklersen sorun olacağını düşünmüyorum. Ama sana tavsiyem hangi üniversitede okursan oku not ortalamanı mümkün olduğunca yüksek tutmaya çalış. Not ortalaman ne kadar yüksek olursa istihdam şansın da (kendine kattıklarınla birlikte) o kadar yüksek olacaktır.

Soru 2:

Ben Çukurova Üniversitesi bilgisayar mühendisliği 1. sınıf öğrencisiyim. İlgimin ve merakımın gelişmesiyle bilgisayar mühendisliği bölümünü seçtim; fakat fizik bilgim ve ilgim hiç yoktur. ÖSYM sınavında 2 net fizik yapabildim ve bu bölüme geldim… Şimdi fizik 1 dersinde bile çok zorlanıyorum. Genel anlamda fizik derslerinde ne gibi bir yol izleyebileceğim konusunda yardımcı olabilir misiniz? Ayrıca ben hayatımda ilk defa programlama, algoritma gibi dersler görüyorum; bu yüzden herhangi bir proje fikrim ve bilgim yok. Bu normal bir durum mu sizce? 

Cevap 2:

Sadece okul veya mesleki anlamda değil, hayatın her alanında kolayca üstesinden geldiğimiz durumlar kadar zorlandığımız konular da olması kaçınılmaz. Kişisel gelişimimize en çok katkısı olanlar da bu durumlar aslında.

Senin için yeterince net olmayan, deyim yerindeyse doğal bir şekilde akıp gitmeyen konuları bütünden ayırıp odaklanabilmen çok önemli bir meziyet. Bu bakış açısının doğru tercihleri yapmak için önemli bir ön koşul olduğunu düşünüyorum. Her problemle karşılaştığında resmin bütününe bakmadan problemlerden kaçarak yaşayan kişiler hiçbir konuda tutunamıyorlar. Bu araştırmacı yaklaşımının senin her zaman bilinçli tercihler yapmana yardımcı olmasını dilerim.

Fizik dersini bir görev olarak görmek yerine günlük hayatın bir parçası olduğunu fark etmek ve sevmek ilk adım olabilir görüşündeyim. Derste gördüklerini günlük hayata uyarlamaya çalışabilirsin. Ya da tam tersi günlük hayatında ilgini çeken konulara fizik kuralları ile bakabilirsin. Sevdiğin bir spor dalında fizik kurallarının nasıl çalıştığını düşünmek ilginç olabilir. Bilardo güzel bir örnek. İçgüdülerinle oynayamazsın. İyi olmak için fizik kurallarını hesaba katman gerekir. İlgini çeken konulara fizik kuralları açısından bakmaya çalışmak hem derslerden daha fazla keyif alman, hem de konuları daha kolay anlaman için yardımcı olacaktır.

Bilgisayar programları konusunda da aynı öneride bulunacağım. Artık bilgisayarlar ve bilgisayar programları hayatımızın her alanında. Örneğin para çekmek için kullandığın ATM’de bir bilgisayar programı çalışıyor, banka kartını taktığında program kartın üzerindeki bilgileri okuyor, şifreni girdiğinde kimliğini doğruluyor. Bir sonraki ATM işleminde sistemin adım adım nasıl çalıştığına dikkat etmeni öneririm.

Cep telefonu operatörünün çağrı merkezini aradığında da öncelikle sana bir bilgisayar programı yanıt veriyor. Sesli yönlendirmelerle veya tuşlamalarla gerçek bir operatöre ulaşana kadar bir bilgisayar programı ile iletişim kuruyorsun. Gerçek bir operatöre ulaştığında da, operatörün karşısında sana ait bilgileri gösteren bir bilgisayar ekranı olduğunu tahmin edebilirsin. Bu ekran merkezi bilgisayar üzerindeki senin hesabına ait kullanım, paket, fatura ve diğer tüm bilgilere ulaşabiliyor. Operatöre kullandığın paketi değiştirmek istediğini söylersen, önündeki bilgisayar ekranında, bir bilgisayar mühendisinin yazdığı programı kullanarak senin paket tercihini değiştirebiliyor.

Bunlar doğrudan günlük hayatın içinden sadece iki örnek. Ancak günümüzde teknoloji olan her yerde farklı boyutlarda bilgisayarlar ve algoritmalar çalıştığını düşünmek gerçekçi olacaktır. Bilgisayarların boyutları küçülürken, birbirleri ile etkileşimleri ve internet sayesinde kapladıkları alan artık coğrafi sınırları aştı. Çevrendeki bu tür örnekleri bulmaya çalışmanı öneririm.

Soru 3:

 Bir tarafta çok zor olduğu söylenilen makine mühendisliği, diğer tarafta da mezunları işsizlik sıkıntısı yaşayan bilgisayar mühendisliği var. Kendimi geliştirmeye açık bir insanım ve yüksek bir maaşla çalışmak istiyorum. Sizce hangisini seçmeliyim: bilgisayar mühendisliği mi makine mühendisliği mi?

Cevap 3:

Öncelikle makine mühendisliği de bilgisayar mühendisliği de üniversite öğrenimi açısından oldukça zor bölümlerdir çünkü her ikisinde de alan çok geniş olduğundan pek çok şeyi hızla öğrenmek gerekir. Ayrıca, bir bölümü kazanıyorsan eğer çok muhtemelen o bölümü bitirebilecek yetkinliktesindir demektir. Bu nedenlerden ötürü zorluğu bir kriter olarak değerlendirmemeni tavsiye ederim.

İşsizlik ve maaş noktasına gelirsek de kesinlikle hatalı bilgilere sahip olduğunu söylemeliyim. Aksine, özellikle Türkiye için bilgisayar mühendisliği mezunlarının maaşları diğer mühendisliklere göre oldukça yüksektir. Sen de Glasdoor gibi web sitelerini araştırıp, ʺbizim amca oğlu da ..ʺ diye başlayan yanıltıcı bilgilerden çok daha gerçekçi rakamlar elde edebilirsin. Bilgisayar/yazılım mühendislerinin diğer mühendislere daha kolay ve yüksek maaşlı işler bulmasının altında yatan temel nedenler de şöyle;

1) Bilgisayar/yazılım mühendisi için makine, fabrika vb. teçhizatlar gerekmediğinden Türkiye gibi krizin fazla olduğu bir ülkede yazılım sektörü diğerlerinden daha büyük. Üstelik, kamu, askeriye, oyun, sağlık, enerji, alışveriş, üretim gibi her alanda yazılıma ve haliyle bilgisayar/yazılım mühendisine ihtiyaç duyulmakta.

2) Bilgisayar/yazılım alanında yurt dışına çok daha kolay çıkılabiliyor çünkü tüm dünyada aynı teknolojileri kullanıyor ve aynı dili konuşuyoruz. Yazılım, istesen bile eski tool ve teknolojilerle sürdürebileceğin bir şey değil. Haliyle, pek çok alan gelişmeleri 1. Dünya ülkelerinin 10-20 yıl gerisinden takip ederken bizim alanda bu fark bulunmuyor. (Tabi ki yönetimsel, çalışma biçimi, bakış açısı, kafa yapıları gibi farklar mevcut ancak bu söylediklerim teknolojiler için geçerli.)

3) Yurt dışına çıkışların çok fazla olmasından kaynaklı olarak yurt içinde kalifiye bilgisayar/yazılım mühendisi bulmak şirketler için çok zor.

4) Bilgisayar/yazılım mühendisleri çok kolayca freelance veya full-time yurt dışına iş yapıp dolar/euro üzerinden para kazanabilmekte.

5) Bilgisayar/yazılım mühendisleri çok kolayca kendi şirketlerini kurabilmekte çünkü hem yatırım maliyeti düşük hem de yatırımcı bulmak diğer alanlara göre daha kolay.

Özetle, arz-talep dengesizliğinin şirketlerin karşısında ve bilgisayar/yazılım mühendislerinin avantajına işlediği bir düzen bulunuyor. Hele de iyi bir üniversiteden 3 üzeri bir ortalama ile mezun olursan çoğu zaman sen başvurmadan işlerin sana geleceğinden emin olabilirsin 

Soru 4:

Ben bilgisayar programcılığını okumaktayım. Hedefim DGS (dikey geçiş sınavı) ile mühendisliğe çevirmek. Kime sorsam mühendisliğin önü kapalı diyor. ʺBilgisayar mühendisliğine fazla önem vermiyolarʺ diyolar, sizce okumalı mıyım? 

Cevap 4:

Bu bilgisayar mühendisliğinin önü kapalı diyenleri gerçekten merak ediyorum. Keza ODTÜ Elektrik Elektronik, ODTÜ Makine Mühendisliği, Hacettepe Tıp vb. mezunu arkadaşlarım dahi yazılıma yönelmeye çalışıyorlar. Hatta deneyimli olanları öğrenci veya yeni mezunken bunu yapmamış oldukları için oldukça pişmanlar. Bazısı mevcut kariyerlerini yok saymayı göze alıp baştan başladılar. Emin ol, bilgisayar mühendisliğine kriz anında bile çok önem veriliyor. Onlara tek bir konuda katılabilirim; bilgisayar mühendisliği = diploması değil. DGS ile geçiş yapıp, dersleri geçecek kadar öğrenip, diploma alıp mühendislikten çok uzak kalacağın gibi; bunları yapmadan yeterince yazılım ve teknoloji öğrenip, freelance işlerle kendini geliştirip çok iyi bir bilgisayar mühendisi de olabilirsin.

Soru 5:

Sizce İngilizcesi çok kötü olan birisi bilgisayar mühendisliğini seçmeli mi? Benim İngilizcem çok kötü bu yüzden tercih etmemeyi düşünüyorum. İngilizcem çok kötü bile olsa seçebilir miyim? Günümüzde bilgisayar mühendisliğinden çok fazla mezun var. İşsiz kalmaktan korkuyorum. Şuan tercih dönemindeyim. Sizin gibi başarılı bir sıralamaya sahip değilim. Sizce orta derecede bir üniversitenin bilgisayar mühendisliğine gitmeli miyim?

Cevap 5:

İngilizce bilmiyor olman bölümü seçmeden önce bir sorun değil, ki ülkemizde pek çok insanın İngilizcesi iyi olmadığı için üniversitelerde hazırlık sınıfları var :). Ancak, mezun olduğunda hala bilmiyor olursan bu kesinlikle bir sorun olacaktır. Bu yüzden öğrenmen şart! İşsizlik ise ülkemizde her alanda önemli bir problem. Ancak, diğer alanlarla karşılaştırıldığında bilgisayar mühendislerinin işsizlikten en az etkilenen meslek grubunda olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tabi ki kendini her zaman geliştirmeye devam etmek, öğrenmeyi bırakmamak ve üniversitede dersleri geçmenin çok daha ötesinde kendini geliştirmeye çabalamak lazım başarılı olmak için.

Soru 6:

Ben bu sene üniversite sınavına girdim ve ortalama bir sıralama diliminin içindeyim. Tercih edebileceğim okullar içinde İngilizce eğitim veren çok az bu yüzden Türkçe eğitim veren okullara da yönelmek zorundayım. Bu noktada kafam karışıyor dışarıdan aldığım İngilizce, bölümü İngilizce bitirmiş bir mühendis ile aynı konumda olmamı sağlayabilir mi ? Bilgisayar mühendisliğini okumaya başladığımda kendimi geliştirmek için neler yapmalıyım ? Üniversitenin mühendislikte çok etkisinin olmadığı önemli olanın kendini geliştirmek olduğu söyleniyor bu doğru mu ? 

Cevap 6:

Bilgisayar mühendisi olarak okulun dışında kendini geliştirmek gerçekten de mümkün, hatta gerekli. Bizim alanımız çok hızlı geliştiği ve değiştiği için okullar sadece temel bilgileri ve öğrenme alışkanlıklarını kazanmamızı sağlıyor. Tabi ki bunlar da daha sonra
kendi kendine öğrenirken çok işe yarıyor ama; neticede, sonra kendi kendine öğrenmeye devam etmek gerekiyor. Örneğin; ben 7 yıllık bir mühendis olarak hala hafta sonları online platformlardan eğitimler izliyorum güncel teknolojilere adapte olabilmek adına.

Türkçe konusunda ise ʺüniversitenin dili çok da önemli değilʺ ve ʺ bilgisayar mühendisliği bölümü Türkçe okunmaz!ʺ gibi 2 ayrı uçta görünen cümle söyleyeceğim. Açıklamak gerekirse, derste dinlediğin dil çok önemli değil, hatta dersi daha rahat anlamanı ve derse daha rahat katılmanı sağlayacağı için Türkçe olması iyi bile olabilir. Ancak, kritik bir şart var! Bilgisayar mühendisliğini İngilizce sınırları içinde kullanmak zorundasın. Örneğin; (1) Bütün terimlerin İngilizce´sini bilmek zorundasın. İş hayatında iletişim kurabilmek için dahi Yığın değil Stack, Dizi değil Array demek zorundasın. (2) Google´ı İngilizce
kullanmak zorundasın, öğrenciliğinde dahil! Kelimeleri İngilizcesiyle aratmalı, İngilizce kaynakları takip etmeli, İngilizce forumlarda gezmeli, İngilizce videolar izlemelisin! Yoksa ya yeterli kaynak bulamayacaksın ya da yanlış ve eskimiş bilgiler içinde kaybolacaksın.

Soru 7:

Ben tercih döneminde olan bir üniversite öğrencisi adayıyım ve tercihlerimde kararsızlık yaşıyorum. Öncelikle, bilgisayar mühendisliğinde üniversitenin adı olması önemli mi? Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Bilgisayar Bölümü ve Ankara Üniversitesi Enerji Mühendisliği arasında kaldım. İlgi alanı olarak bir karar veremiyorum iki alanı da seviyorum. Hangisini sıralamada öne yazmalıyım sizce?

Cevap 7:

Üniversitenin adı tüm alanlarda oldukça önemlidir. Nedeni de şu; genellemeler insanları hızlı etiketlememizi sağlar. Nasıl ki şu anda senin aklında da ʺmeslek lisesi mezunuʺ, ʺanadolu lisesi mezunuʺ, ʺfen lisesi mezunuʺ deyince bambaşka tipler canlanıyorsa bu üniversiten için de gerek iş hayatında gerekse özel hayatında geçerli olacaktır. Bunun altında yatan da temelde 3 etken var; (1) eğitim kaliteleri, (2) öğrenci standartları, (3) sosyal çevre (üniversitede sadece temel kodlama dersleri öğrenseydik online eğitim alınabilen bir çok platformdan daha çok şey öğrenebilirdik). Bu nedenle üniversite bir etikettir ve her alanda karşına çıkar.

Gelelim işin diğer bir açısına. Tabi ki istisnalar kaideleri bozmaz ve bilgisayar mühendisliği bu konuda istisnaların kendini kanıtlayabilmesi için en kolay mesleklerden biri. Diğer bir deyişle, bizim sektörde adı olmayan bir üniversiteden de, bilgisayar mühendisliği dışındaki bölümlerden de pek çok iş arkadaşımız çok iyi yerlerde çalışabiliyorlar. Ancak, karşılaştığım garip bir şey söyleyeyim iyi üniversitelerin çalışma alanı kısıtlı bölümlerinden mezun kişilerin daha başarılı olduğunu kolayca görmek mümkün. Bunu sağlamak için okulun verdiğinden çok daha fazlasını boş vakitlerinde yapmak ve fark yarattığını CV´de göstermek gerekiyor. Bu da zor ama imkansız değil.

Enerji Mühendisliği hakkında hiç bir fikrim olmadığı için karşılaştırma yapamayacağım ve hangisinin öne yazılması gerektiği kararını tamamen sana bırakacağım. Ancak, kararını verirken kendine ilk akla gelenlerden çok daha fazla soru sormanı tavsiye ederim.

Örneğin;
– Yurt dışında çalışmak ister miyim? İstersem hangisi ile gitmem daha kolay?
– Küçük bir şehirde/sahil kasabasında yaşamak ister miyim? (Örneğin Bilg. Müh. olarak uzaktan çalışarak bunu dahi yapabilirsin.)
– Kapalı alanda mı çalışmak isterim, nasıl bir çalışma ortamı isterim?…

Neden dersen 5 sene sonra mesleğin senin hayatın olacak. Kendini onunla tanımlayacak, ona göre giyinecek, yaşayacak, ona göre arkadaş çevresi edineceksin. Bunları hesaba katarak bir seçim yapmanı tavsiye ederim…

Soru 8:

Ben bir fen lisesi öğrencisi ve taze bir YKS adayı olarak, bu zorlu yolda hedefimi mühendislik ve özellikle de bilgisayar mühendisliği olarak belirledim. Üniversitelerin bilgisayar mühendisliği öğretim üyeleriyle görüşüp, kodlama ve robotik alanında bazı dersler almama rağmen başarısızlık korkusu her geçen gün gözümde artıyor.

Sizce bir bilgisayar mühendisinin sahip olması gereken özellikler nelerdir? Hangi yeteneklere sahip kişiler bu bölümü tercih etmelidir? Kimler bu alanda başarılı olabilirler?

Cevap 8:

Üniversitelerin sadece puanı o bölüme yettiği için gelen öğrencilerle dolu olduğunu düşünürsek; önceden ne istediğini bilen ve buna karar vererek gelmiş biri olarak bile oldukça şanslısın. Hele bir de şimdiden öğretim üyeleriyle görüşüyor, dersler alıyor ve beni bulup danışıyorsan korkularının yersiz olma potansiyeli çok çok yüksek 🙂

Yine de soruna yanıt vereyim. Bence bir bilgisayar mühendisinin başarılı olmak için sahip olması gereken uzun bir liste var; sorun çözmeyi sevmek (çözememeye uzun süre katlanabilmek), çözüm odaklı olmak, kendi kendini geliştirebilmek (bilginin hazır önüne derste gelmesini değil, araştıra araştıra öğrenmeyi bilmek), vb. diye giden.

Ancak, gördüğüm kadarıyla bunların hepsi üniversitede ve sektörde geliştirilebilir alışkanlıklar. Yalnızca baştan olmazsa olmaz tek özellik; analitik zeka! Matematik dersini ve özellikle problem çözmeyi sevmeyen biri için çekilmez bir bölüm olacaktır. Ezber yeteneği çok yüksek olup, bu bölümde de algoritmaların mantığını anlamak yerine ezberlemeye çalışan öğrenciler için çokça üzülmüşlüğüm vardır. Öte yandan geri kalan her şey için biraz özveri biraz da Google amca yeterli olur 🙂

Soru 9:

Ben 2. sınıf bilgisayar mühendisliği öğrencisiyim. Bir bilgisayar mühendisliği öğrencisinin üniversiteden mezun olduğunda mutlaka bilmesi gereken mesleki bilgiler nelerdir?

Cevap :9

Direkt teknolojileri saymak yerine balık tutmayı öğretmeyi tercih edeceğim bu soruya cevaben. 2 tür platformu araştırmanı tavsiye ederim.

1) İş arama platformları; Linkedin, Glassdoor, Kariyer.net gibi.
Buralarda göreceğin işlerde istenen kriterler tam olarak senin aradığın sorunun yanıtı olacak.

2) Eğitim platformları; Udemy, Linkedin Learning gibi. Buralarda da ʺSoftware Engineeringʺ gibi bir alanda filtreleme yaptığında en çok izlendiğini gördüğün eğitimler en çok ihtiyaç duyulup izlenmiş olanlarıdır ki aslında yine senin soruna yanıt olur.

Ayrıca, Quora, Stack Overflow gibi siteler de fikir verir ama oralarda kaybolma riskin olacağından özellikle bir madde olarak yazmadım.

Üstteki 2 tür platformu takip edersen hem bugün hem de iş hayatında trendleri kaçırmaz ve kendini geliştirmeye devam edebilirsin. Örneğin, 6 yıllık bir mühendis olarak ben de bunu aktif olarak yapmaya devam ediyorum. Hatta geçen hafta Linkedin´den iş ilanlarına bakıp teknolojileri listeledim ve dün akşam da Linkedin Learning´ten onlarla ilgili kursları izliyordum.

Yanıtımın genel olduğunun farkındayım ama seni yönlendirmeye yetecektir. Bunlara baktıktan sonra eğer ʺx ve y alanlarından hangisine yönelmeliyimʺ gibi özel bir sorun olursa da yine yanıtlamaktan keyif duyarım.

Soru 10:

Yazılım Mühendisliği 3.sınıf öğrencisiyim. Geçen yıldan bu yana sürekli staj başvurusu yapıyorum fakat başvurduğum hiçbir yerden olumlu geri dönüş alamadım. Sizce, staj yapacağım yerlere göndereceğim CV’de nelere dikkat etmeliyim? Başvurum incelendiğinde beni diğerlerinden ayıracak özelliklerim neler olmalı?

Cevap 10:

Bir öğrenci için CV´de ilk göze çarpan yerler hangi üniversitede okuduğu ve ortalamasının kaç olduğudur. Hatta pek çok kurumsal firma elemelerini daha somut delillerle yapmak adına belli bir üniversite grubu dışındakileri ve belli bir ortalamanın altında kalanları hiç incelemeden elerler. Peki buralarda dezavantajımız varsa bu nasıl kapatılabilir?

1) Kendini geliştirmek için okul dışında da çabaladığını göstermelisin. Örneğin; Udemy eğitimleri alıp bunları CV´ne de ekleyebilirsin. Mesela Java, Android, Front-end development gibi alanlarda Udemy´den birkaç eğitim tamamlamış ve kod yazmış olmak çok etkili olabilir. Hatta bunlar iş hayatın için de faydalı olur.

Özellikle, yazılımcılar okulda aldıkları eğitimden ötürü backend development´a daha eğilimli olduklarından piyasada ciddi bir frontend developer açığı bulunmakta. Bu konuda kendini gösterirsen pek çok firma ortalamaya veya üniversiteye bakmadan seni staja ve hatta işe almak isteyecektir.

2) Çok büyük olmayan firmalara da staj başvurusu yapmalısın. Kurumsal yerlerde üniversite ve ortalamaya şiddetle bakılmasının altında biraz da tanıdık faktörü yer alır. Yani, seçim yapan kişi CV´nin kalanını beğense dahi, kendisine yarın bir gün ʺHayrola, bu öğrenci tanıdık mı da bu ortalamayla aldın?ʺ denmesin diye kaçınacaktır. Bu nedenle ufak teknokent firmalarını seçebilirsin başvuru için. Bu küçük firmalara da teknokentlerin sitelerindeki firma listelerinden ulaşıp CV´ni mail atabilirsin.

Soru 11:

Bilgisayar Mühendisliği 1. sınıf öğrencisiyim. Bölümümüzde üniversitenin önemi de çok diye biliyorum. Bu doğru mu sizce ve kendimi geliştirebilmek için neler yapmalıyım?

Cevap 11:

Öncelikle üniversite hayatının başından itibaren kişisel gelişimine odaklandığın için seni tebrik etmek isterim. Üniversitenin ne kadar önemli olduğu konusundaki sorunun yanıtı da kısmen burada.

Hayatta pek çok konuda geçerli bir kural vardır: Her zaman senin sahip olduğundan daha iyiler ve daha kötüler olacaktır. Aynı durum öğrenciler için de geçerli. Üniversiteden sadece bir diploma almış olarak mezun olabilir, veya üniversite hayatının başından itibaren kendini geliştirmek için doğru adımları atarak oradan geleceğe hazır bir mühendis olarak çıkabilirsin.

Nihayetinde üniversite kendimizi hayata hazırlamamız için gereken altyapıyı sunan bir platformdur. Bu platformdan ne kadar faydalanabileceği kişinin kendisine bağlıdır. Üstelik bunun sadece bir başlangıç olduğunu da unutmamak gerek. Çünkü öğrenme ömür boyu devam eden bir süreç.

Kendini geliştirmek için şimdi ne yapabilirsin?

Yaşam sürecimiz boyunca her şey gittikçe artan bir hızla değişiyor. Bu değişimin tetikleyicisi de teknoloji. Son 50 yıl içinde yaşanan dönüşüme bakmak fikir verebilir, ancak eksik kalır. Çünkü önümüzdeki 50 yılda çok daha fazla değişim olması ve değişimin hızının sürekli artması bekleniyor.

Öyleyse üniversite döneminden şu faydaları sağlamaya çalışmak gerekiyor:

1) Anlayarak öğrenmek – çünkü mevcut bilgi seviyemiz öğrenme kabiliyetimizi etkiliyor:
Bunun anlamı dersi ezberleyip geçmemeli, konuların mantığını çözmeli. Bu şekilde farklı zamanlarda öğrendiklerimizi birbirleri ile ilişkilendirebilir, noktaları daha hızlı birleştirebiliriz. Çünkü bugün öğrendiklerimiz daha sonra öğreneceklerimiz için gerekli olacak.

2) Analitik ve sistematik düşünmeyi öğrenmek: Mühendislik bölümleri bunu başarılı bir şekilde yapıyorlar. Bu konuda bir farkındalık geliştirmek ve konulara analitik ve sistematik bir şekilde yaklaşmayı denemek.

3) Öğrenmeyi öğrenmek: Okulda veya derslerde hazır sunulan bilgilerle yetinmeyip araştırmayı, bilgiye ulaşma yeteneğini geliştirmek. İleride karşına çıkacak yeni konuları da kolaylıkla öğrenebileceğin, sorunları çözebileceğin bir pratik ve özgüven geliştirmek. Mezun olduktan sonra bu gerekecek.

4) Çok yönlü olmak: Varsa seçmeli dersleri tamamen farklı bölümlerden almak. Farklı bölümlerden de arkadaşlar edinmek ve neler öğrendiğinizi, projelerinizi birbirinizle paylaşmak.

5) Her yaz dönemi düzenli olarak farklı bir alanda, farklı bir tür şirkette staj yaparak iş dünyasını, iş ortamlarını ve iş imkanlarını yerinde görmek.

6) Varsa okuldaki kulüplerden ilgi alanına giren bir-ikisinin çalışmalarına katılmak. Kulüpler yeni hobileri hayatımıza sokabildiği gibi, sosyal becerilerin gelişmesine de yardımcı oluyor.

7) Ve en önemlisi İngilizce konusunu mezun olmadan önce mutlaka çözmek: Bilgisayar terminolojisini öğrenmek kadar, günlük dili öğrenmek de aynı derecede önem taşıyor.

Bilgiye ulaşmak için, ya da kendini yazılı veya sözlü olarak İngilizce ifade etmen gerektiğinde, bu konunun önünde bir engel olmaması önemli. Mezuniyeti takiben kapılarını sizlere açacak şirketler de, İngilizce bilenler ve bilmeyenler için farklı olacaktır.

Bunun için önerim mevcut seviyene göre gerekiyorsa önce okulunu aksatmayacak şekilde düzenli olarak bir kursa gitmen. Sonra kurs aşamasını hızlıca geçip İngilizceyi günlük hayatına sokabilmek gerekiyor. Bu aşamaya gelene kadar ara vermemek önemli. Çünkü her ara verdiğinde verdiğin emeğin bir kısmı ziyan olur, başa sararsın.

İngilizceyi günlük hayatına sokabildiğin zaman iş çok daha kolay. Okuyacağın her iki kitaptan biri İngilizce olabilir, İngilizce olarak çekilmiş filmleri orijinal dilinde izleyebilirsin. Bu ve benzeri yollarla hayatın akışındaki aktivitelerden bazılarında doğal olarak pratik yapabilirsin.

Son olarak üniversite yıllarından itibaren kültürel aktivitelerin de çok önemli olduğunu unutmamak gerektiğini düşünüyorum. Tiyatro, sinema ve konserler hem arkadaşlarla paylaşılabilen, hem de farkında olmadan bizi geliştiren aktiviteler. Bunları da kaçırma derim!

2021  TYT - AYT MATEMATİK 

Soru ve ÇÖZÜMLERİ için TIKLAYIN

Online Tekrar Testler Eklendi, 

Quizlere  BURADAN  ulaşabilirsiniz..